Beslenme – Diyet Hakkında Bilgiler
Diyet; kilo problemi olanlar için hayatın ve doğal olarak herşeyin kısıtlanmış halidir. Kilo problemi olan insanlar toplumdan kopuk, yaşama küsmüş gelecekten hiçbir beklentisi olmayan bireyler haline gelebiliyorlar. Bu tamamen kişinin yaşadığı şeylerden veyahut aileden gelen genlerden kaynaklanabiliyor. Kişi çok kilolu ise mutlaka diyet yapmalıdır bir kaide olamaz. O diyet onun ölümüne veya sakat kalmasına neden olabilir. Mutlaka bir hekime başvurulmalı ve gerekli kontrollerden geçirilmelidir. Bu süre zarfında diyetli hastanın moralinin yüksek tutulması birinci kuraldır. Psikolojisi sarsılmış bir insan hayata küser ve yaşamı kendince anlamsızlaşır. Yaşıtlarına göre daha pasif ve sosyal aktiviteleri neredeyse yoktur. Spor kelimesi ona çok uzaktır. En çok sevdiği kelime yemektir. Yemek yiyerek mutlu olur bu tür hastalar. Hayatı yemekte bulurlar. Bu diyet sorunu küçüklükten başladıysa eğer o kişinin çocukluğu olduğu yada yaşadığını söylemek pek mümkün görünmüyor.
Diyet bazı insanların korkulu rüyası olmuştur. Hayatının anlamının kaybedildiği zamanlar diyete başlanılan zamanlar olarak söylenir hep. Aksine bu durumu kişinin bedensel sağlığına kavuşacağı gün veya ruhsal dengesinin düzeleceği günün başlangıcı olarak algılamak gerekir. Kişiler bu şekilde motive edilmeli. Diyet evde ise ev halkının diyetli kişiye anlayış ve sağ duyu gösterip ayak uydurması gerekir. Topluca yapılması gereken bir çalışma gibi düşünülmeli diyet. Herkes uymalı kimse kırıcı bir söz sarf etmemelidir. Diyetli kişinin direnci kırılırsa kırılan direnç yerini umutsuzluğa ve izi kalacak hastalıklara dahi bırakabilir. Kişi zaten kendi dünyasında olduğundan tek çıkışının ve onu rahatlatanın yemek olduğunu düşünerek o tükettiği gıdalara sarılacaktır. Obezitenin bu denli artış gösterdiği ülkemizde herkes sağlığına bilhassa yediklerine dikkat etmelidir. Bu nedenle 2050 yılında dünyanın yarısının obozite ile mücadele ediyor olabileceği ön görülüyor. Fast food ve ayakta atıştırmalar ile başlayan döngü sonsuz bir kısır döngüye dönüşmeden bir evvel bunu fark edin ve sağlığınız için zayıf olsanız dahi spor yapmayı ihmal etmeyin. Spor günlük yaşamanızın vazgeçilmezi olmalı ve sporu zorunlu olarak değil sağlığınızın bir parçası düşüncesi ile yapmalısınız.
Kaynak: doktorcan.com
Diyet; kilo problemi olanlar için hayatın ve doğal olarak herşeyin kısıtlanmış halidir. Kilo problemi olan insanlar toplumdan kopuk, yaşama küsmüş gelecekten hiçbir beklentisi olmayan bireyler haline gelebiliyorlar. Bu tamamen kişinin yaşadığı şeylerden veyahut aileden gelen genlerden kaynaklanabiliyor. Kişi çok kilolu ise mutlaka diyet yapmalıdır bir kaide olamaz. O diyet onun ölümüne veya sakat kalmasına neden olabilir. Mutlaka bir hekime başvurulmalı ve gerekli kontrollerden geçirilmelidir. Bu süre zarfında diyetli hastanın moralinin yüksek tutulması birinci kuraldır. Psikolojisi sarsılmış bir insan hayata küser ve yaşamı kendince anlamsızlaşır. Yaşıtlarına göre daha pasif ve sosyal aktiviteleri neredeyse yoktur. Spor kelimesi ona çok uzaktır. En çok sevdiği kelime yemektir. Yemek yiyerek mutlu olur bu tür hastalar. Hayatı yemekte bulurlar. Bu diyet sorunu küçüklükten başladıysa eğer o kişinin çocukluğu olduğu yada yaşadığını söylemek pek mümkün görünmüyor.
Diyet bazı insanların korkulu rüyası olmuştur. Hayatının anlamının kaybedildiği zamanlar diyete başlanılan zamanlar olarak söylenir hep. Aksine bu durumu kişinin bedensel sağlığına kavuşacağı gün veya ruhsal dengesinin düzeleceği günün başlangıcı olarak algılamak gerekir. Kişiler bu şekilde motive edilmeli. Diyet evde ise ev halkının diyetli kişiye anlayış ve sağ duyu gösterip ayak uydurması gerekir. Topluca yapılması gereken bir çalışma gibi düşünülmeli diyet. Herkes uymalı kimse kırıcı bir söz sarf etmemelidir. Diyetli kişinin direnci kırılırsa kırılan direnç yerini umutsuzluğa ve izi kalacak hastalıklara dahi bırakabilir. Kişi zaten kendi dünyasında olduğundan tek çıkışının ve onu rahatlatanın yemek olduğunu düşünerek o tükettiği gıdalara sarılacaktır. Obezitenin bu denli artış gösterdiği ülkemizde herkes sağlığına bilhassa yediklerine dikkat etmelidir. Bu nedenle 2050 yılında dünyanın yarısının obozite ile mücadele ediyor olabileceği ön görülüyor. Fast food ve ayakta atıştırmalar ile başlayan döngü sonsuz bir kısır döngüye dönüşmeden bir evvel bunu fark edin ve sağlığınız için zayıf olsanız dahi spor yapmayı ihmal etmeyin. Spor günlük yaşamanızın vazgeçilmezi olmalı ve sporu zorunlu olarak değil sağlığınızın bir parçası düşüncesi ile yapmalısınız.
Kaynak: doktorcan.com
|