Sigarayla Mücadelede Akupunktur
Sigara içimi, sadece içeni değil etrafta bulunanları da esir alan günümüzün en önemli sorunlarından birisidir. Niye etraftakileri de esir alıyor? Dumana mani olabilir misiniz?
Hepiniz hatırlarsınız, eskiden şehirler arası otobüslere binip uzun bir yolculuk yaptığınızda, otobüs mola verince inip yemek yenilirdi. Yemekten sonra otobüse döndüğünüzde iki dakika sonra tüm sigara içen yolcular sözleşmiş gibi hep birlikte sigaralarını yakar içmeyen yolcuları adeta nefes alamaz duruma getirirlerdi.
Devletin aldığı son tedbirlerle bu sıkıntılardan kurtulmamıza rağmen hem içenler hem etrafta bulunanlar nikotin ve katran zehirlenmesine hala kuvvetli bir şekilde maruz kalıyorlar. Bulunuşunun kolay oluşu, halk tarafından uyuşturucu olarak kabul edilmeyişi! Bazı kesimlerde içene ayrıcalık verdiğinin düşünülmesi gibi anlamsız sebeplere bağlı olarak sigara tüketimi azalacağına süratle artmaya devam ediyor.
Sigarayı zorlama ve polisiye tedbirlerle kimseye bıraktıramazsınız, zararları hakkında geniş kitleleri bilinçlendirip yeni kuşaklara örnek olacak davranışlar içerisine girersek belirli bir yol alabiliriz.
Sigara içen bir babanın veya annenin çocuğuna ‘sakın sigara içme gencecik ciğerlerini yakarsın’ şeklindeki sözleri ne kadar inandırıcı olabilir ki? Tersine çocuk annem veya babam kötü olsa niye sigara içsinler ki diye bir düşünceye saplanır. Bu da büyüklerin inandırıcılıklarına büyük bir darbe indirir.
Çok sayıda insan doktorlarına sigaradan nasıl kurtulurum diye müracaat eder. Bunların bir bölümü sigarayı bırakacaklarına kesinlikle kendileri de inanmaz. Gittikleri doktoru bir savunma aracı olarak kullanırlar.
Sigara vücutta kalıcı bozukluklar yapmadan ondan kurtulmak gerekir. Bunun için de bir an önce yanınızdaki sigara paketini buruşturup atın ve onu sonsuza kadar unutun. Bakın göreceksiniz yemeklerin tadı ne kadar güzel. Bahar aylarında kokmaya başlayan hanımelinin, güllerin ve gardenyaların unuttuğunuz o güzelim kokularını ciğerlerinize iyice çekin. Nefesinizi derin derin içinize bin bir güzel kokularla çekerken artık öksürmediğinizi merdiven çıkarken veya hızla yürürken ayaklarınızın bazen yere basmadığını göreceksiniz.
Daha önceleri yürüyerek gitmeye cesaret edemediğiniz mesafeleri ne kadar kolayca kat ettiğinizi gördükçe kendinizle gurur duyacak ve sigarayı bıraktığınız tarihi ömrünüz boyunca ikinci doğuş olarak hatırlayacaksınız.
Hafta sonları ormana koşmaya gittiğinizde koşu yolunda sigara içerek sizden daha önde olan bir kişinin içtiği sigaranın kokusunu metrelerce mesafeden alacak ve soluduğunuz havanın temizliğinin ne kadar önemli olduğunu somut olarak göreceksiniz.
Değerli kullanıcı, elindeki sigaranın göğe doğru yükselen o mavi dumanı yüzünü yalayarak geçiyor ve sen hala parmaklarında onu sıkı sıkıya tutuyor musun? Ben sigaraya son defa baktığını ve kor halindeki ucu kül tablasına doğru bastırdığını görüyorum. Kurtuluşunun bu ilk adımını sonsuza kadar sürdürecek gücün sende olduğunu biliyorum.
Zorlandığında sana yardımcı olacak konunun uzmanlarının olduğunu hiç aklından çıkarma ve çekinmeden müracaat et.
Sigaranın Kısa Tarihçesi
İlk defa Küba’da ‘Kristof Kolomb’ tarafından 1542 yılında yerlilerin tütün içtiği görülmüştür.
Avrupa’dan ilk sigara içicileri Kolomb ve gemicileri olmuştur. 1557 yılında Papaz ‘Andre Thevet Rio’ tütün tohumunu Avrupa’ya getirmiştir. 1565 yılında Sir John Hawkins ve Sir Walter Raeigh tütünü Avrupa ülkelerine tanıtmıştır.
Türklerin tütünle tanışmaları 1601 yılına rastlar. Bu tarihte İstanbul’a gelen İngiliz gemiciler yanlarında getirdikleri tütünü Türk gemicilerine vermişler ve bu sayede ülkemizde sigara içilmeye başlamıştır. Kısa sürede imparatorlukta tütün kullanımı yaygın hale geldi.
Lüle taşından yapılan pipolar ve uzun çubuklar bir çeşit filtre olarak kabul edilebilirler ve ilk kullanım Türklere aittir.
Tütünün içinde bulunan ve insana keyif veren madde ‘nikotin’dir. Nikotin ilk defa 1828 yılında ‘Reiman’ tarafından bulunmuştur.
Türkler tütünü sararak ve içe çekerek içmişlerdir. İngilizler de ilk defa Kırım savaşı sıralarında tütünü içlerine çekerek içmeyi Türklerden öğrenmişlerdir.
Dünyada ilk kez 1867 yılında ‘James Buchanan’ tarafından sigara sanayii kurulmuştur.
Birinci Dünya Savaşına kadar sigara üretimi yılda 18 milyon iken savaşla birlikte 47 milyona ulaşmıştır. İnsanlar birbirlerini top ve tüfekle öldürürken bu tarihten itibaren kimsenin yardımına ihtiyaç duymadan yavaş yavaş ve kendi kendilerini öldürmeye başlamışlardır.